Son yeniləmə: 13 İyul 2021 11:33
İdris ORTAKAYA – SonNoktaHaber Genel Yayın Kordinatörü. Özel olarak bayraqdar.info için
15 Temmuz 2016 yeniden var oluşumuzun tarihidir.
İkinci ulusal kurtuluş savaşımızdır.
Bu savaşın baş komutanı Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dır.
Halkımız canı pahasına bu işgal girişimine karşı çıkarak sahaya inmiştir.
Baş komutan da sahadadır.
“Bu alçak işgale karşı direnin” talimatı vermiştir.
***
Hatırlayın; Başbakan Binali Yıldırım, “canımız pahasına bu alçak işgal girişimini engelleyeceğiz”, diyerek talimatlar vermekteydi.
Süleyman Soylu bir militan gibi, Ankara halkıyla birlikte işgal edilen TRT’yi kurtarmaya yürüyordu.
Ankara Emniyet Müdürlüğü, Ankara Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bombardumana tutulmuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tüm milletvekillerini Meclise davet ediyordu.
Milletvekilleri Meclis’te toplanarak bu alçak saldırıya karşı canları pahasına direneceklerini bildiriyorlardı.
Genel Kurmay Başkanımız esir alınmıştı.
Yüzlerce şehidimiz vardı.
Ellerinde Türk bayrağı olan insanlar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silahları ile katlediliyorlardı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin üniformalarını giymiş bu hainler karşılarına çıkan herkesi taradılar.
Bu işgal girişiminde 251 şehit verdik.
2 bin 196 kardeşimiz gazi oldu.
Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Gazilerimize sağlıklı bir gelecek diliyorum.
***
Değerli okurlarım, şimdi gelelim meselenin özüne…
2002 yılında Erdoğan’ın partisi seçimi kazandı.
Ancak iktidar olamadı.
Ülkemiz ekonomik olarak İMF’ye teslim edilmişti.
Onlarca bankanın içi boşaltılmış, seksen sente muhtaç edilmiştik.
Memur maaşlarını ödemede sıkıntı yaşanıyordu.
Körfez depreminde yardım olarak gelen nakit paralarla, memur maaşları ödendi.
Ekonomik anlamda iflasın eşiğindeydik.
***
Gelelim siyasi meseleye …
Doğu ve Güneydoğu bölgemiz PKK’nın denetimindeydi.
Devlet o bölgelerde göstermelik olarak varlığını sürdürebiliyordu.
PKK vergi topluyordu.
Adli ve idari meseleleri PKK çözüyordu.
Özerk bir yapı oluşmuştu.
Yerel yönetimlerin denetimi, sevk ve idaresi PKK’nın kontrolündeydi.
Devlet müdahale edemiyordu.
Devletin her kademesini FETÖ yönetiyordu.
Türk Silahlı Kuvvetleri içinde güçlü bir yapı oluşturmuşlardı.
Tüm bakanlıklar FETÖ militanlarının denetimindeydi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Özel okullar, dershaneler, Adalet Bakanlığı, Hakimler, Savcılar, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay ve Anayasa Mahkemesi FETÖ işgali altındaydı.
Kısacası hem ekonomik, hem de siyasi olarak ülke bitik bir duruma gelmişti.
Hatta FETÖ`nün bir açıklama yaparak “haçlı şeytanları melek gibi göstermesi de” teslimiyet ortamının adeta birer hazırlığıydı. “Haçlı’nın ülkemizi işgal etmesi tehlikeli değildir”, diye fevba verdi.
İşgal altında olan bir ülkeye Başbakan olan Erdoğan’ın halini siz düşünün.
Erdoğan’ın en yakınında bulunan yaveri FETÖ’cü… En yakın arkadaşları FETÖ`cü…
Erdoğan’ın yatak odasına dahi dinleme cihazları yerleştirilmiş.
Erdoğan kiminle ne konuşuyor, hepsi kayıt altında…
Dakikada ne kadar nefes aldığı biliniyor.
İşte böylesi bir ortamdan çıkış ancak LİDERLERLE olur.
Ve o lider de Recep Tayyip ERDOĞAN’dı…
***
Erdoğan, çok üstün yetenekleri olan bir liderdir.
Ülkemizin Başbakanı olması da Allah’ın bir lütfudur.
O’nun yiğitliği, cesareti ve ülkesi için kendini feda eden yapısı zaten farklılığının da bir göstergesi…
***
Olayların farkındadır.
Zaman ve zemini oluşturmaya çalışıyor.
Gizli gizli güçlenmeyi hedefliyor.
Zamansız ve başarısız bir eylem yapmamak için hem FETÖ’ye, hem de PKK’ya göz yumuyor.
Gece gündüz uyumuyor.
Bu beladan nasıl kurtulabileceğinin hesabını yapıyor.
Devletimizin içinde paralel bir Devlet yapısı tahammül edilecek bir durum değil…
Karşılarına çıkan her türlü engeli, devletin gücünü kullanarak yok ediyor bu yapı…
Erdoğan’a kurdukları kumpaslar da başarılı olamadı…
En son MİT Başkanı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırarak bir atraksiyon yapmak istediler…
Liderin öngörüsüyle bunda da bir mesafe kat edemediler…
Plan hazırdı…
Erdoğan hastanede tutuklanacak, Hakan Fidan da ifadeye geldiğinde derdest edilecekti…
Bu oyunları da tutmadı.
BAŞARAMADILAR…
***
Doğu ve Güney doğuda özerklik ilan eden PKK hendeklere gömüldü.
FETÖ ile savaş devam etti.
İçeride ciddi bir mücadele devam ederken, dış güçler de sınırlarımızda bize savaş açtılar.
CHP’nin desteği ve Tuncay Özkan’ın çığırtkanlıklarıyla “şeriat geliyor, laiklik elden gidiyor safsatalarıyla” Cumhuriyet Mitingleri düzenleyenler, orduyu göreve davet ettiler…
Ordu’nun AK Parti hükümetine yönelik salvoları da boş çıktı, BAŞARAMADILAR…
Başbakan millet için hedefe kilitlenmişti.
DURMAK YOK, YOLA DEVAM.
***
Ama yine de dış güçler boş durmadı.
Amerika’nın ve farklı istihbarat teşkilatlarının organizasyonu ile 15 TEMMUZ girişimini başlattılar.
Şükürler olsun, BAŞARAMADILAR.
Kudurdular.
Yerli işbirlikçileri ve uşaklarını saldırttılar.
Gezi olaylarını düzenlediler.
Yine de BAŞARAMADILAR….
***
Bu arada ülkemizin savaş sanayisi alabildiğince güçlendi.
Bölgemizin en güçlü ülkesi konumuna geldik.
Güçlü olmamız düşmanlarımıza korku, dostlarımıza da mutluluk verdi.
***
FETÖ işgal girişiminden Azerbaycanlı kardeşlerimiz de çok rahatsızlık duydular.
İKİ DEVLET – TEK MİLLET anlayışı doğrultusunda bizimle kenetlendiler.
Ekonomik, sosyal, siyasal ve askeri işbirliği konusunda yapılması gerekenler yapıldı.
Azerbaycan`ın Baş Komutanı İlham Aliyev`in kişiliğinde tüm Azerbaycanlı kardeşlerime şükranlarımı ve minnetlerimi bildiririm.
Bu birlikteliğin ebediyete kadar devam etmesini dilerim.
***
Biz aslında yedi düvel ile savaş halindeyiz.
ABD’nin on binlerce TIR dolusu silahları ve yüz milyonlarca dolarları ile destek verdikleri PKK mağlup edildi.
NATO’nun, Fransa’nın, Almanya’nın, Yunanistan’ın ve diğer haçlı şeytanların destekledikleri terör örgütlerinin belini kırdık.
FIRAT KALKANI ve ZEYTİN DALI haraketleri ile bölgede kuş uçurmaz noktaya geldik.
Artık TÜRKİYE bölgesinde gücü hissedilen bir ülke…
Emperyalistlerin planları boşa çıktı…
TÜRKİYE’siz plan ve programlar rafa kalktı…
Artık onlar da bilecekler ki;
TÜRKİYE’nin varlığı GÜVEN ve HUZUR’un teminatı…
Saygılarımla…